29 Aralık 2009 Salı

Kreativiti ödülü sahibesi fishy :)

Yihuuu!!! Fishy ilk blog odulunu sevgili Haspam hanımdan almıs bulunmakta..
Beni cidden cok mutlu ettigi ve yapmaya calıstıgım yazdıgım seyleri birilerinin okudugunu, begendigini bana hissettirdigi icin Haspam a coooook koccaman tesekkurlerrr... Saol cicim :D

Ödülün bir takım kuralları varmıs, bakalım nelermiş:

1- Sizi ödüllendirene teşekkür edin.
2- Sizi ödüllendirenin blog linkini yayınlayın
3- Ödülün logosunu yayınlayın
4- 7 Yaratıcı blogeri ödüllendirin.
5- 7 Blogun linklerini yayınlayın.
6-Ödüllendirdiklerinizi haberdar edin.
7- Kendiniz hakkında 7 ilginç şey yazın.

  1. Sen sölemesende tesekkur etmiştik sevgili ödül yönergesi o yuzden burayı pas geciyorum
  2. Bunu da soylenmeden yapmısız...
  3. Bunu da.
Müthiş tespitleriyle beni maymun eden muthiş kardeşler Nina ve Blah Blah
Ne oldugunu bile anlamadıgım seylerden guzel ciciler yaratan Stil Direktoru ve Hesi
Hos sohbet Raziye hanım
Yeniden aramıza donmesini sabırsızlıkla bekledigim cook eglenceli muthiş insan Lori
Yazılarını okurken sohbet ediyormus hissi veren Sertalp Bilal
Kendi dusunen, kesen diken giyen becerikli Lacin


Kendim hakkında 7 ilginc sey yazmıyorum.. Bunu daha once fazlasıyla yapmıstık zaten.. Merak edenleri buraya alıyorum efendim...


Düzeltme: 7 degil 8 olmus benim odul yolladıklarım sanırım.. Ama duzeltmiyorum, cunku hepsi ayrı ayrı deger bence :))

25 Aralık 2009 Cuma

Gidenler kardeşlerimizdi... Biz de olabilirdik..... Ben de olabilirdim....




Mesut, Bünyamin, Serhat, Muhammet... Siz kardeslerimizdiniz...

Uzun zamanlardır burda olmadıgımın, eskisi kadar eglenceli bir blog sunamadıgımın farkındayım... Sizinle daha guzel seyler paylasabilmeyi o kadar isterdim ki....

Kendim birseyler soylemeden once haberi paylasayım.

sevdasının peşine Ankara'dan Trabzonspor Fenebahçe maçı için giden ve maç sonrası tekrar Ankara'ya dönmekte olan 4
kardeşimiz geçirdikleri trafik kazasında vefat ettiler

Bünyamin Kahriman, Ahmet
Muhammet Demirel(21) Serhat Kırkayak(23), Mesut Keleş (19) hayatını kaybetti.
Kazada hayatını kaybeden taraftarlardan Bünyamin Kahriman Orta Doğu Teknik Üniversitesi(ODTÜ) Elektrik
Elektronik bölümü, Mesut Keleş ise Orta Doğu Teknik Üniversitesi(ODTÜ) İşletme Bölümü öğrencisi.

Bu haber o isimlerden birisini tanımayan pek cok insan icin hic onemli degil.. Aslına bakarsan ben de o isimlerden hicbirisini gercekten tanımıyorum.. Onlarla yakınlıgım belki birkac kere aynı yerde oturup mac izlemiş olmak olabilir en fazla.. Aralarından birisi Muhammet Fenerbahce taraftarıydı, bir kez onunla ufak bir atısmamız olmustu sadece ama kimsenin aklına oyle seviyesizlesen bir atısma gelmesin lutfen, sadece karsılıklı edilmiş 2 esprili cumle...

Benim soylemek istedigim seyler su anda cogu insana sacma gelebilir ama soylemezsem paylasmazsam da icimde kalır.. Bu 4 insan aynı arabada mac izlemeye gittiler. Sevdikleri renkler ugruna birseyler paylasmaya gittiler.. Hepsi aynı tribunun taraftarı degildi bile.. Yanyanaydılar işte herseyden once arkadastılar. Carsamba gunu hep beraber Galatasaray Trabzon macını izlemek icin onları beklerken, haberleri geldi bize.. Yoktular artık...

Aileleri pek tabi perisan olmus durumdalar, yakın cevreleri de genel olarak oyle.. Biz onların acısının aynısını tasıyamayız ama bu icimizin yanmayacagı anlamına gelmez...Benim aglamamı anlamsız ve gereksiz bulan ve bunu belirten sacma insan, o anda yuzune soyleyemedim ama seninle karsılasırsam yine; soyleyecegim.. " Ben insanım insan... O gidenler de insan hem de gencecikler.. Bu cocuklar bir spor karsılasmasını izleyip donerken aramızdan ayrıldılar, üstelik onlar aynı renklerin insanları bile degildiler.. Ama aynı arabadaydılar cunku arkadastılar, insandılar... Galatasaraylı oldugum icin onlara uzulmemin gereksiz oldugunu soyleyebildigine gore, sende olmadıgına kanaat getirdigim insani meziyetlere sahiptiler. Biz hepimiz once insan, sonra taraftarız, olmalıyız.. İnsan olmadıktan sonra birilerini desteklesen kac yazar!!!!"

Bu haber gelince okuldaki bütün taraftar toplulukları toplanıp pankartlar yapmaya basladılar, arkadaslarımızın taraftar gibi ugurlanmaları icin... Bu insanların aileleri vardı, sevgilileri, arkadasları... Onlara ulasıp biz de yanınızdayız demek icin birseyler yapılmaya basladı..

Biz ve kaybettigimiz 3 gencimiz ülkenin en kalabalık okullarından birine mensubuz... Binlerce degil onbinlerce ogrenci, sayısını tahmin edemeyecegim ogretim elemanı, hoca var o okulda...

O anma organizasyonunda kac kisi vardı dersiniz boyle bir okulda... Tam sayıyı veremem ama yuzun ustunde degil... kaybettigimiz kardeslerimizin yakın cevrelerindekilere kesinlikle bir sey demiyorum gelebilecek durumda olmamaları normaldir ki onlar oradalardı; ama bu insanlarla topluluklarda bereber calısmıs , beraber ders almıs, ya da onlarla oturmus mac izlemiş insanlara ufak bir sozum olacak.. Ufak bir kısmınız ordaydı, daha ufak bir kısmınız da cenazede, geri kalanınızın 15 dakikası yok muydu!!!!

Bu arada bu acı haberin uzerine sitenin girisine fotograf koyup kolbastı yerine fenerbastı yazacak kadar seviyesizlesen antu.com a soyleyecek hicbir sozum yok, bulamıyorum.. Duyarlılık denen seyden bahsetmek bile gereksiz size!!! Neyse ki birileri cıkıp akıl etmiş de kaldırdınız onu, zahmet ettiniz, allah razı olsun..

Uzerinden 5 gun gecti ama benim gozlerimin dolmaması icin cok kısa bir sure bu...O yuzden sozu fazla uzatmak da istemiyorum...

Mesut, Bünyamin, Serhat, Muhammet... Siz kardeslerimizdiniz... Gidenler biz de olabilirdik, iki rengin pesine dusen herhangi iki kisi de olabilirdi, takımla sporla alakası olmayan birileri de olabilirdi... Ayrıntıları ne olursa olsun siz hep bizimlesiniz, yanımızdasınız... Arkadaslarımızın aileleri icin de, siz evlat topraga verdiniz, allah kimsenin basına vermesin. Sizin evlatlarınızın acısını dindirmez ama, biz buradayız, onların anılarının yanıbasındayız.. Yanınızda olamasak da acınızı paylasıyoruz, Allah yardımcınız olsun, BASIMIZ SAG OLSUN....

TEKER TEKER GELECEGIZ YANINIZA, BIZ ORADA OLACAGIZ KOL KOLA...

11 Aralık 2009 Cuma

these days Fishy...


Bir suredir işte bu kucuk minik pıtırcık kardesimiz gibi ııhhh modundayım... OKulun medicosundaki kiosktan iki arada bir derede yaptıgım posttan da anlasılacagı uzere bir miktar sıkıntıdaydım.. Saglıgım daha iyi sanki ama bahtsızlıgım baki diyebiliriz ppfff
Blah Blah ın yazısından almıs oldugum ilhamla soyle bir ozet yapmayı borc biliyor, ilgilenenlere tesekkur ediyorum...
Baslamadan once bir onceki yazımda Meltem in yapmıs oldugu yorumu onaylamaya cabalarken bir sekilde yok etmiş bulunuyorum. Meltemcim cok ozur dilerim, nasıl becerdigim hakkında hicbir fikrim yok yonetilmeyen yorum yok gorunuyor ama yorumunu bi bicimde kaybettim :(
Gelelim Bizim akvaryumda neler oldugunaa....
En son bıraktıgınızda okul, ev, arkadaslarımızla takılmaca seklinde son derece basit ve duz bir hayatım vardı...
Ta ki....
Kendi aramızda Nocar diye tabir ettigimiz aile babası mizaclı, uzun ilişki insanı, sagduyu sahibi, sogukkanlı ve katı mizacıyla tanınan sevgili arkadasımız sevgilisi ile yollarını ayırana kadar... Bir anda E ve Fishy evlenip, Nocarı evlat edinmiş oldular bu sayede :)) İlk zamanlar bol sarsıntılı gecse de kendilerini Nocarı ayakta tutabileceklerine inanadıran E ve Fishy nin basına birsuru sacma sey geldi, cok alakasız ortamlarda cok gereksiz bir suru seyin icinde kaldılar, üstüne üstlük Nocar da ayrıldıgı sevgilisiyle barıstı, olan bizim uykusuz gecelere ve ilk sınavlara oldu....
Kurban bayramını fırsat bilip guzelce kafayı dinlemek hevesiyle İzmir e kacmak icin gun sayan Fishy cik icin , ailesini gorup guzel vakit gecirip huzura ermek de mumkun olamadı... İnsanların sacma hırslarını gormek ve gözlerine inanamamak temalı biraz gergin bir bayram gecirdi.. Sanırım bir kalp kırmıs da olabilir cenesini tutamayan Fishy....
Bayramın 3. gunune denk gelen dogum gunum korkunc basladı... Asık surat ve aglak bir ifadeyle devam eden dogum gunu, Pucuk un insan ustu cabasıyla aksam saatlerinde bir iki gulucuk olusturmayı basardı... Kendimi berbat hissttigim o berbat dogum gunumun aksamını tamamen degistirdigin icin tesekkur ederim Pucutum. ayrıca Hüs seni de cok seviyorum essek kafalı....
Bayramın son gunu yaklasık 10 saatlik inanılmaz bir otobus yolculuguyla Ankara ya geri donmeyi basarabilen Fishy, gece gece oturmus ertesi gune raporunu yetiştirmiş, salı gunu laboratuara gidip pasalar gibi deneyini yapacaktır ki.... AaaaAaaa araba calısmaz!!!! Sinirleri zıplayan Fishy lanet olsun deyip dolmusla okula gider labına girer, sonra 2 arkadasıyla birlikte dogru astiye gidip son dakika bilet alıp İstanbul a gider....2 gunluk istanbul ayrı bir post konusu olsun bence :)
Persembe gecesi Galatasaray macını izleyip, cuma sabahı 5te yola cıkıp Ankara ya geri donup cuma gecesi sınava giricek little miss Fishy, otobusten iner ama okula ayakta varmayı basaramaz, hastahanelik olur.... İğne, serum hıt bıt bicimindeki ilk mudahaleden sonra biti kanlanan Fishy doktor yatakta kalmalısın dedigi icin aksam sınavına giremez ama iki arada hastanedeki kiosktan post girer :)
Cumartesi gunu butun gun arabayla ugrasan Fishy, yorgunluktan ve sinirden bitap bir bicimde, saat 6 da mutlu sona ulasır... O esnada 300 kere calan telefona cevap verir, gunu kurtarmak icin arkadaslarının yanına gider.. Fasıl guzel baslamıstır, Fishy dahil herkes egleniyordur... O esnada cok da yakın olmayan bir bayan arkadas cıglık atarak dısarı fırlar. Astım krizi gecirdigini soyluyordur.. Fishy ve E kızın yanına ucarlar cunku Fishy astım hastasıdır ve E onun hep yanında oldugu icin bu konularda cok bilgilidir... Ama ve de fakat Hanım kızımız astım belirtisi gostermemekte, bizim yakın arkadaslarımızdan birisi olan A nın kendisiyle ilgilenmesini saglamaya cabalamaktadır, haliyle fishy ve E yi kovalar :) Salona geri donen Fishy ve E cıglık sesiyle, anam neler oluyor seklinde geri donerler. Yaygaracı astım hastası kızımızın yanında getirdigi yardımcı oyuncu kızımızın ( ki kendisi gecenin basından beri dunyaın rakısını dunyanın sigarası esliginde yuvarlamıstır) arkadasına endiselendigi icin kalbi tutmustur... Yok artık daha ne olabilir derken, kendilerini arabada gazi hastahanesi aciline giderken bulan E ve Fishy, 3 arkadaslarıyla birlikte sadece 2 saat once tanıstıkları bir kız icin sabah 6ya kadar hastahanede beklerler, ustune bir de kızın ailesinden azar isitirler :"(
Kızımız kalp hastası ve sık sık rahatsızlanan birisi oldugu icin içki ve sigara ortamında asla bulunmaması gerekmektedir , kızın ailesini arayan biz ufo goren masum koyluler, azarımızı yer asagı otururuz.. Ancak aileden kimse bize kızı tanıyıp tanımadıgımızı sormaz cunku hata bizimdir masaya oturan herkesten saglık raporu ve EKG istememiz gerekmektedir esseklik bizdedir...3 gunluk hastahane maratonundan sonra kızımız saglıgına kavusur, hastahaneden cıkar, bir tesekkur bile etmedigi gibi artık yuzumuze de bakmaz.. Enayilik bizdedir....
10 gunluk uykusuluga daha fazla dayanamayacagını dusunen Fishy ben 12 saat falan uyuyayım diye yatar 4 saat sonra Nocarın telefonuyla uyanır... Birlikte İncek te yagmurda mahsur kalan yenge ve yegeni kurtarmaya giderler.. Giderken 100 kere kaybolurlar o yuzden bu macera yaklasık 2 saat falan surer, uyku yalan olmustur...yenge ve yegen guvenle evlerine ulastırılır, Nocar ın annecigi sevgili torununu kurtaran Fishy ye inanılmaz sefkatle yaklasır, inatla ona pismaniye ve tursu hediye etmek ister, zorla eder de... Tursuyu agzına koymayan, midesi rahatsız Fishy ayıp olmaması adına ev yapımı tursuyu ayakustu goturur, midesi dagılır, perisan olur...
Mide agrısı nedeniyle uyuyamadıgı icin iyice salaklasan Fishy son olarak, 11, kattaki asamsoru beklemeye usenir, merdivenden ineyim der. Ancak baglamayı unuttugu bagcıklarına basar.. 2 katı ucarak asagıya hızlıca iner.. Muhtelif morluklar, ve burunda tini minicik bir catlak la yoluna devam eden Fishy yi su sıralar burnunda beyaz bir bantla arz-ı endam ederken gormek cok kuvvetle muhtemel. Soguk havalarda daha cok sızlayacak olan zavallı buruna yapılacak cok bir sey yokmus malesef, doktorun dediklerini yapıp dikkatli olacagız...
Bu pazar ikinci vizelerimin ilki var, yani yarından sonra oluyor bu... Mathematics for chemists isimli benim sinir oldugum ve hakkında hicbir fikrim olmayan bir dersten... İlk vizesinde ortalamanın 20 puan altında kalmıs ve hala calısmaya baslayamamıs olmam da cok acı degil mi...
Yukarda yazdıgım olaylar zinciri sebebiyle malesef hicbir sey yapamadım ve elimde kalan yegane gunum olan cumartesi ne kadar sey ogrenebilirim ya da ezberleyebilirim bekleyip gorecegiz...
Bana sans dileyin....
muc muc

4 Aralık 2009 Cuma

süzgün fishy:-(

Fishy okulun medico sundan bildiriyor...

Sizi cok ihmal ettim biliyorum, o sırada İzmir e bayram tatiline ve İstanbula maca gittim :-) !bucuk saat once Ankara da kara sularıma donmus bulunmaktayım ama saglık sorunları nedniyle evden once medicoya gelmek kısmet oldu bana...

Herkese coook opucukler, essek kafalı Fishy tez vakitte buralarda :-)