29 Aralık 2009 Salı

Kreativiti ödülü sahibesi fishy :)

Yihuuu!!! Fishy ilk blog odulunu sevgili Haspam hanımdan almıs bulunmakta..
Beni cidden cok mutlu ettigi ve yapmaya calıstıgım yazdıgım seyleri birilerinin okudugunu, begendigini bana hissettirdigi icin Haspam a coooook koccaman tesekkurlerrr... Saol cicim :D

Ödülün bir takım kuralları varmıs, bakalım nelermiş:

1- Sizi ödüllendirene teşekkür edin.
2- Sizi ödüllendirenin blog linkini yayınlayın
3- Ödülün logosunu yayınlayın
4- 7 Yaratıcı blogeri ödüllendirin.
5- 7 Blogun linklerini yayınlayın.
6-Ödüllendirdiklerinizi haberdar edin.
7- Kendiniz hakkında 7 ilginç şey yazın.

  1. Sen sölemesende tesekkur etmiştik sevgili ödül yönergesi o yuzden burayı pas geciyorum
  2. Bunu da soylenmeden yapmısız...
  3. Bunu da.
Müthiş tespitleriyle beni maymun eden muthiş kardeşler Nina ve Blah Blah
Ne oldugunu bile anlamadıgım seylerden guzel ciciler yaratan Stil Direktoru ve Hesi
Hos sohbet Raziye hanım
Yeniden aramıza donmesini sabırsızlıkla bekledigim cook eglenceli muthiş insan Lori
Yazılarını okurken sohbet ediyormus hissi veren Sertalp Bilal
Kendi dusunen, kesen diken giyen becerikli Lacin


Kendim hakkında 7 ilginc sey yazmıyorum.. Bunu daha once fazlasıyla yapmıstık zaten.. Merak edenleri buraya alıyorum efendim...


Düzeltme: 7 degil 8 olmus benim odul yolladıklarım sanırım.. Ama duzeltmiyorum, cunku hepsi ayrı ayrı deger bence :))

25 Aralık 2009 Cuma

Gidenler kardeşlerimizdi... Biz de olabilirdik..... Ben de olabilirdim....




Mesut, Bünyamin, Serhat, Muhammet... Siz kardeslerimizdiniz...

Uzun zamanlardır burda olmadıgımın, eskisi kadar eglenceli bir blog sunamadıgımın farkındayım... Sizinle daha guzel seyler paylasabilmeyi o kadar isterdim ki....

Kendim birseyler soylemeden once haberi paylasayım.

sevdasının peşine Ankara'dan Trabzonspor Fenebahçe maçı için giden ve maç sonrası tekrar Ankara'ya dönmekte olan 4
kardeşimiz geçirdikleri trafik kazasında vefat ettiler

Bünyamin Kahriman, Ahmet
Muhammet Demirel(21) Serhat Kırkayak(23), Mesut Keleş (19) hayatını kaybetti.
Kazada hayatını kaybeden taraftarlardan Bünyamin Kahriman Orta Doğu Teknik Üniversitesi(ODTÜ) Elektrik
Elektronik bölümü, Mesut Keleş ise Orta Doğu Teknik Üniversitesi(ODTÜ) İşletme Bölümü öğrencisi.

Bu haber o isimlerden birisini tanımayan pek cok insan icin hic onemli degil.. Aslına bakarsan ben de o isimlerden hicbirisini gercekten tanımıyorum.. Onlarla yakınlıgım belki birkac kere aynı yerde oturup mac izlemiş olmak olabilir en fazla.. Aralarından birisi Muhammet Fenerbahce taraftarıydı, bir kez onunla ufak bir atısmamız olmustu sadece ama kimsenin aklına oyle seviyesizlesen bir atısma gelmesin lutfen, sadece karsılıklı edilmiş 2 esprili cumle...

Benim soylemek istedigim seyler su anda cogu insana sacma gelebilir ama soylemezsem paylasmazsam da icimde kalır.. Bu 4 insan aynı arabada mac izlemeye gittiler. Sevdikleri renkler ugruna birseyler paylasmaya gittiler.. Hepsi aynı tribunun taraftarı degildi bile.. Yanyanaydılar işte herseyden once arkadastılar. Carsamba gunu hep beraber Galatasaray Trabzon macını izlemek icin onları beklerken, haberleri geldi bize.. Yoktular artık...

Aileleri pek tabi perisan olmus durumdalar, yakın cevreleri de genel olarak oyle.. Biz onların acısının aynısını tasıyamayız ama bu icimizin yanmayacagı anlamına gelmez...Benim aglamamı anlamsız ve gereksiz bulan ve bunu belirten sacma insan, o anda yuzune soyleyemedim ama seninle karsılasırsam yine; soyleyecegim.. " Ben insanım insan... O gidenler de insan hem de gencecikler.. Bu cocuklar bir spor karsılasmasını izleyip donerken aramızdan ayrıldılar, üstelik onlar aynı renklerin insanları bile degildiler.. Ama aynı arabadaydılar cunku arkadastılar, insandılar... Galatasaraylı oldugum icin onlara uzulmemin gereksiz oldugunu soyleyebildigine gore, sende olmadıgına kanaat getirdigim insani meziyetlere sahiptiler. Biz hepimiz once insan, sonra taraftarız, olmalıyız.. İnsan olmadıktan sonra birilerini desteklesen kac yazar!!!!"

Bu haber gelince okuldaki bütün taraftar toplulukları toplanıp pankartlar yapmaya basladılar, arkadaslarımızın taraftar gibi ugurlanmaları icin... Bu insanların aileleri vardı, sevgilileri, arkadasları... Onlara ulasıp biz de yanınızdayız demek icin birseyler yapılmaya basladı..

Biz ve kaybettigimiz 3 gencimiz ülkenin en kalabalık okullarından birine mensubuz... Binlerce degil onbinlerce ogrenci, sayısını tahmin edemeyecegim ogretim elemanı, hoca var o okulda...

O anma organizasyonunda kac kisi vardı dersiniz boyle bir okulda... Tam sayıyı veremem ama yuzun ustunde degil... kaybettigimiz kardeslerimizin yakın cevrelerindekilere kesinlikle bir sey demiyorum gelebilecek durumda olmamaları normaldir ki onlar oradalardı; ama bu insanlarla topluluklarda bereber calısmıs , beraber ders almıs, ya da onlarla oturmus mac izlemiş insanlara ufak bir sozum olacak.. Ufak bir kısmınız ordaydı, daha ufak bir kısmınız da cenazede, geri kalanınızın 15 dakikası yok muydu!!!!

Bu arada bu acı haberin uzerine sitenin girisine fotograf koyup kolbastı yerine fenerbastı yazacak kadar seviyesizlesen antu.com a soyleyecek hicbir sozum yok, bulamıyorum.. Duyarlılık denen seyden bahsetmek bile gereksiz size!!! Neyse ki birileri cıkıp akıl etmiş de kaldırdınız onu, zahmet ettiniz, allah razı olsun..

Uzerinden 5 gun gecti ama benim gozlerimin dolmaması icin cok kısa bir sure bu...O yuzden sozu fazla uzatmak da istemiyorum...

Mesut, Bünyamin, Serhat, Muhammet... Siz kardeslerimizdiniz... Gidenler biz de olabilirdik, iki rengin pesine dusen herhangi iki kisi de olabilirdi, takımla sporla alakası olmayan birileri de olabilirdi... Ayrıntıları ne olursa olsun siz hep bizimlesiniz, yanımızdasınız... Arkadaslarımızın aileleri icin de, siz evlat topraga verdiniz, allah kimsenin basına vermesin. Sizin evlatlarınızın acısını dindirmez ama, biz buradayız, onların anılarının yanıbasındayız.. Yanınızda olamasak da acınızı paylasıyoruz, Allah yardımcınız olsun, BASIMIZ SAG OLSUN....

TEKER TEKER GELECEGIZ YANINIZA, BIZ ORADA OLACAGIZ KOL KOLA...

11 Aralık 2009 Cuma

these days Fishy...


Bir suredir işte bu kucuk minik pıtırcık kardesimiz gibi ııhhh modundayım... OKulun medicosundaki kiosktan iki arada bir derede yaptıgım posttan da anlasılacagı uzere bir miktar sıkıntıdaydım.. Saglıgım daha iyi sanki ama bahtsızlıgım baki diyebiliriz ppfff
Blah Blah ın yazısından almıs oldugum ilhamla soyle bir ozet yapmayı borc biliyor, ilgilenenlere tesekkur ediyorum...
Baslamadan once bir onceki yazımda Meltem in yapmıs oldugu yorumu onaylamaya cabalarken bir sekilde yok etmiş bulunuyorum. Meltemcim cok ozur dilerim, nasıl becerdigim hakkında hicbir fikrim yok yonetilmeyen yorum yok gorunuyor ama yorumunu bi bicimde kaybettim :(
Gelelim Bizim akvaryumda neler oldugunaa....
En son bıraktıgınızda okul, ev, arkadaslarımızla takılmaca seklinde son derece basit ve duz bir hayatım vardı...
Ta ki....
Kendi aramızda Nocar diye tabir ettigimiz aile babası mizaclı, uzun ilişki insanı, sagduyu sahibi, sogukkanlı ve katı mizacıyla tanınan sevgili arkadasımız sevgilisi ile yollarını ayırana kadar... Bir anda E ve Fishy evlenip, Nocarı evlat edinmiş oldular bu sayede :)) İlk zamanlar bol sarsıntılı gecse de kendilerini Nocarı ayakta tutabileceklerine inanadıran E ve Fishy nin basına birsuru sacma sey geldi, cok alakasız ortamlarda cok gereksiz bir suru seyin icinde kaldılar, üstüne üstlük Nocar da ayrıldıgı sevgilisiyle barıstı, olan bizim uykusuz gecelere ve ilk sınavlara oldu....
Kurban bayramını fırsat bilip guzelce kafayı dinlemek hevesiyle İzmir e kacmak icin gun sayan Fishy cik icin , ailesini gorup guzel vakit gecirip huzura ermek de mumkun olamadı... İnsanların sacma hırslarını gormek ve gözlerine inanamamak temalı biraz gergin bir bayram gecirdi.. Sanırım bir kalp kırmıs da olabilir cenesini tutamayan Fishy....
Bayramın 3. gunune denk gelen dogum gunum korkunc basladı... Asık surat ve aglak bir ifadeyle devam eden dogum gunu, Pucuk un insan ustu cabasıyla aksam saatlerinde bir iki gulucuk olusturmayı basardı... Kendimi berbat hissttigim o berbat dogum gunumun aksamını tamamen degistirdigin icin tesekkur ederim Pucutum. ayrıca Hüs seni de cok seviyorum essek kafalı....
Bayramın son gunu yaklasık 10 saatlik inanılmaz bir otobus yolculuguyla Ankara ya geri donmeyi basarabilen Fishy, gece gece oturmus ertesi gune raporunu yetiştirmiş, salı gunu laboratuara gidip pasalar gibi deneyini yapacaktır ki.... AaaaAaaa araba calısmaz!!!! Sinirleri zıplayan Fishy lanet olsun deyip dolmusla okula gider labına girer, sonra 2 arkadasıyla birlikte dogru astiye gidip son dakika bilet alıp İstanbul a gider....2 gunluk istanbul ayrı bir post konusu olsun bence :)
Persembe gecesi Galatasaray macını izleyip, cuma sabahı 5te yola cıkıp Ankara ya geri donup cuma gecesi sınava giricek little miss Fishy, otobusten iner ama okula ayakta varmayı basaramaz, hastahanelik olur.... İğne, serum hıt bıt bicimindeki ilk mudahaleden sonra biti kanlanan Fishy doktor yatakta kalmalısın dedigi icin aksam sınavına giremez ama iki arada hastanedeki kiosktan post girer :)
Cumartesi gunu butun gun arabayla ugrasan Fishy, yorgunluktan ve sinirden bitap bir bicimde, saat 6 da mutlu sona ulasır... O esnada 300 kere calan telefona cevap verir, gunu kurtarmak icin arkadaslarının yanına gider.. Fasıl guzel baslamıstır, Fishy dahil herkes egleniyordur... O esnada cok da yakın olmayan bir bayan arkadas cıglık atarak dısarı fırlar. Astım krizi gecirdigini soyluyordur.. Fishy ve E kızın yanına ucarlar cunku Fishy astım hastasıdır ve E onun hep yanında oldugu icin bu konularda cok bilgilidir... Ama ve de fakat Hanım kızımız astım belirtisi gostermemekte, bizim yakın arkadaslarımızdan birisi olan A nın kendisiyle ilgilenmesini saglamaya cabalamaktadır, haliyle fishy ve E yi kovalar :) Salona geri donen Fishy ve E cıglık sesiyle, anam neler oluyor seklinde geri donerler. Yaygaracı astım hastası kızımızın yanında getirdigi yardımcı oyuncu kızımızın ( ki kendisi gecenin basından beri dunyaın rakısını dunyanın sigarası esliginde yuvarlamıstır) arkadasına endiselendigi icin kalbi tutmustur... Yok artık daha ne olabilir derken, kendilerini arabada gazi hastahanesi aciline giderken bulan E ve Fishy, 3 arkadaslarıyla birlikte sadece 2 saat once tanıstıkları bir kız icin sabah 6ya kadar hastahanede beklerler, ustune bir de kızın ailesinden azar isitirler :"(
Kızımız kalp hastası ve sık sık rahatsızlanan birisi oldugu icin içki ve sigara ortamında asla bulunmaması gerekmektedir , kızın ailesini arayan biz ufo goren masum koyluler, azarımızı yer asagı otururuz.. Ancak aileden kimse bize kızı tanıyıp tanımadıgımızı sormaz cunku hata bizimdir masaya oturan herkesten saglık raporu ve EKG istememiz gerekmektedir esseklik bizdedir...3 gunluk hastahane maratonundan sonra kızımız saglıgına kavusur, hastahaneden cıkar, bir tesekkur bile etmedigi gibi artık yuzumuze de bakmaz.. Enayilik bizdedir....
10 gunluk uykusuluga daha fazla dayanamayacagını dusunen Fishy ben 12 saat falan uyuyayım diye yatar 4 saat sonra Nocarın telefonuyla uyanır... Birlikte İncek te yagmurda mahsur kalan yenge ve yegeni kurtarmaya giderler.. Giderken 100 kere kaybolurlar o yuzden bu macera yaklasık 2 saat falan surer, uyku yalan olmustur...yenge ve yegen guvenle evlerine ulastırılır, Nocar ın annecigi sevgili torununu kurtaran Fishy ye inanılmaz sefkatle yaklasır, inatla ona pismaniye ve tursu hediye etmek ister, zorla eder de... Tursuyu agzına koymayan, midesi rahatsız Fishy ayıp olmaması adına ev yapımı tursuyu ayakustu goturur, midesi dagılır, perisan olur...
Mide agrısı nedeniyle uyuyamadıgı icin iyice salaklasan Fishy son olarak, 11, kattaki asamsoru beklemeye usenir, merdivenden ineyim der. Ancak baglamayı unuttugu bagcıklarına basar.. 2 katı ucarak asagıya hızlıca iner.. Muhtelif morluklar, ve burunda tini minicik bir catlak la yoluna devam eden Fishy yi su sıralar burnunda beyaz bir bantla arz-ı endam ederken gormek cok kuvvetle muhtemel. Soguk havalarda daha cok sızlayacak olan zavallı buruna yapılacak cok bir sey yokmus malesef, doktorun dediklerini yapıp dikkatli olacagız...
Bu pazar ikinci vizelerimin ilki var, yani yarından sonra oluyor bu... Mathematics for chemists isimli benim sinir oldugum ve hakkında hicbir fikrim olmayan bir dersten... İlk vizesinde ortalamanın 20 puan altında kalmıs ve hala calısmaya baslayamamıs olmam da cok acı degil mi...
Yukarda yazdıgım olaylar zinciri sebebiyle malesef hicbir sey yapamadım ve elimde kalan yegane gunum olan cumartesi ne kadar sey ogrenebilirim ya da ezberleyebilirim bekleyip gorecegiz...
Bana sans dileyin....
muc muc

4 Aralık 2009 Cuma

süzgün fishy:-(

Fishy okulun medico sundan bildiriyor...

Sizi cok ihmal ettim biliyorum, o sırada İzmir e bayram tatiline ve İstanbula maca gittim :-) !bucuk saat once Ankara da kara sularıma donmus bulunmaktayım ama saglık sorunları nedniyle evden once medicoya gelmek kısmet oldu bana...

Herkese coook opucukler, essek kafalı Fishy tez vakitte buralarda :-)

9 Kasım 2009 Pazartesi

Neler oluyor hayatta ?!?!?!! :))


Kız kıza aksam yemegi esnasında masadan fırlayıp kalkan E nin arkasından seslenilir:

B: Where are you?

TSB: Tuvaleti calıyo...

Hık!!!!!



And the oscar goes toooo....

Pucuk: Super bi sarkı olmus bu yaa caz cuz etttin yeterince diyor yahu...

Soz konusu sarkı çağrı isimli bayanın kapıyı kapat sarkısı.. Bide ustune inat etmiş olup sarkıyı defalarca dinleme sonucunda zor ikna olmustur :)))


Analitik ve organik kimyanın super kombo oldugu bu guzide haftada bu tarz enstantaneleri artık olagan karsılamakla beraber, bizi kahkahalarla ucuran bu iki guzide insana tesekkur ediyoruuumm :)))
Notcuk: Görseldeki fishylerin sevimli ilişkileri cok hosuma gitti....

6 Kasım 2009 Cuma

Ne kadar güzel büyülü bi kokun var mimisisi :))) Mim vol:6


Eski ankara hanımefendilerinden son kalan raziye hanımefendinin bana cok cok once paslamıs oldugu koku mimi oldukca uzun sure sonra huzurlarınızda da da da da a a.....




Konumuz kokuların bize hatırlattıkları. 50 maddede yazıyoruz..






  1. Limon kolonyası: Dedem :) sık sık sürünürdü rahmetli....


  2. Naftalin: Kış... hava soguyucak donucaz etkisi vardır bende


  3. Umumi tuvalet kokusu: Her öğretmen cocugunun cocukluk travmasıdır bu :) benim de tabi... Annemin iş ortamını anımsatır...


  4. Sizde yer etmiş bir koku yazın: Versace eau fraiche... Gırrrr!!!!!


  5. Deri kokusu: Oda spreyiyle gizlenmiş deri kokusu yapalım onu.. Ayakkabı çizme hımm alışveriş yapıyoruz sanırım yasasınnn :))


  6. Yasemin kokusu: Anneannem :)


  7. Hanımeli kokusu: Yaz gelmiş demektir şurdayım sanırım...


  8. Kahve kokusu: Macın 65. dakikası... Kahve bulun bana totemi bozmamam lazım :)) Kahve icmezsem ve yenilirske pisligi ustume kalır, sadece ben degil pek cok eski arkadasıma da aynı seyi hatrlatır :DD


  9. Yeni araba kokusu: Koltuklara kendi parfumunden sıkan fishy :) maksat arabayla butunleselim...


  10. Eski kitap kokusu: Babamın kitap odası


  11. Sigara ve de kahve,çay karışımı ağız kokusu: Aşti taksi


  12. Size hep aynı şeyi anımsatan bir Şampuan kokusu vücut losyonu da olur : Clear sampuanın o sacma kokusu, annem inatla yıllardır kullanır


  13. Bir mekana ait olan, o kokuyu duyunca o mekanı hatırladığınız bir koku: versace eau fraiche. Gırrrrr yeniden... Ne sekil icime oturduysa artıkk


  14. Kimyon kokusu: Hic sevmem valla....


  15. Çikolata kokusu:Pskolojik olarak acıkmak...


  16. Köfte kokusu: Mecidiyekoy mac cıkısı
    Herhangi biri:Acıktım ben ya simdi yola cıkmadan bişi yemek lazım.. Hıı ne dersiniz
    Baska biri ya da ben: İntihar koftesi diyosun yani
    Kofte arabalarına hucum eden guruhu umutsuzca tutmaya calısan baskan: yemeyin bak sunları sonra perisan oluyosunuz yemeyin... Hoooppp kime diyorum adam gibi yemek yiyelim yemeyin sunuu
    Topluluk: Hımm nımm yım yım ıymıyımmm
    Baskan: ulan öff soleyin bana da bi yarım..


  17. Dergi kokusu: Biriktirilmiş blue jean, hey girl fln.. Bi nevi cocuklugum iste :)


  18. Rakı kokusu: Rakı roka balık... İzmirdeyiz toplanmısız mutluyuz....


  19. Kibrit kokusu: Cok sevdigim icin bu kokuyu habire kibirt yakardım kucukken... annem kızardı onu hatırlattı simdi


  20. Feslegen kokusu: tatil, huzur.. Bide feslegenin tepesine pıt pıt yapma istegi


  21. Sizi yıllar oncesine goturen bir parfum...Issey miyake L'eau dıssey... Babam yurtdısında calıstıgı icin annem free shoptan deli gibi tasırdı, bende sisesini severdim oynarken bi kac telef etmişligim vardır...


  22. Petibor kokusu: Mozaik pasta :D


  23. Hastahane kokusu: İğne!!!

  24. Bundan bir önce kullandığınız koku size ne anımsatıyor: Dior addict.. Onunla beraber geldi onunla beraber gitti.. Cok da sevimli seyler hatırlatmıyor...

  25. Vanilya kokusu: Kek :) :)

  26. Portakal kokusu: Gece dısarı cıktıgımızda dalga konusu olmam :)) Alkolsuz meyve kokteyli seviorum arkadasım ben portakal kokulu ooohh miiissss

  27. Ruj kokusu:Cok klişe belki ama annemin makyaj malzemelerini kurcalamak tabiki :)

  28. Mandalina kokusu: Grip :( genelde grip olunca bol tuketirim kokusunu da pek alamam burnum tıkalı oldugu icin :D

  29. Gazete kokusu: Kopek gezdirmek icin sabah 6da uyanıp dısarı cıkmak... Gazete yeni gelmiş olur, bufedeki adam daha yerlestirirken baskı murekkep kokusunu fazlasıyla icine cekerek gazete alırsın....

  30. Taze domates kokusu: Ankarada hasret kaldıgım koku :) Balkonda yetiştirebilir miyim acaba :D

  31. Kekik kokusu: Mangal!!!!! yım yım yımmm

  32. Sarımsak kokusu: Yogurt tabiki....

  33. Sık sık koku değiştirir misiniz? Değiştirdikleriniz arasında duyumsadığınızda size bir şeyler hatırlatanı var mıdır? Sık sık koku degistirmem, parfumumu yılalrca kullanırım...degistirdiklerimin hepsi bana ayrı ayrı bişeyler anımsatır.. Zaten bu yuzden degistiririm... Hatırlamam gerekmeyen anıların kokularını da duymamak icin.... Evet yer yer sacma bi insanım idare ediverin :D

  34. Nem kokusu: Havuz makina dairesi...Iykk

  35. Kursun kalem kokusu: Kursun kalem kokuyor mu yahu, benimkiler kokmuyor

  36. Kaynamıs sut kokusu: Hic sevmem, icim kalkıyor

  37. Patlamıs mısır kokusu: Sinema

  38. Fındık ezmesi kokusu: Yemeliyim!!!!

  39. Kızartma kokusu ve rakı karışımı koku: Umarım kızartılarak katledilen balık degildir :) Saka bi yana home sick olucam bu mim yuzunden, bana hersey izmiri hatırlatıyor :)))

  40. Sucuk ekmek kokusu: İzmir ankara yolculugu... İzmirden gelip ankara istikametine devam etmekte olan Bıdıbıp turizmin sayın yolcuları... Mola sureniz dolmustur... Zottirik afyon dinlenme tesisleri iyi yolculuklar diler, tesekkur ederiz

  41. En sevmediginiz koku size ne hatırlatıyor: Yaz mevsiminde toplu tasıma aracı kullanmayı hatırlatıyor, pis dinlenme tesisi tuvaleti de olabilir

  42. Bir arkadaşımı kokusundan tanırım diyebilir misiniz? Diyemiyciiim valla sanırım... yani Pucuku tanırım tabi sayılır mı o acaba....

  43. Çay kokusu: Ecee!!!!!

  44. Miiss gibi Sabun kokusu: Hijyen oohh misss

  45. Güneş kremi kokusu: Hindistan cevizi gibi kokan vardı bi tane, beyaz siseli turuncu bişeyler vardı sisesinin uzerinde... ben onun tadına bakmısıtm kucukken ayyy kus kus bi hal olmustum... Ben kucukken cok igrenctim yaaa

  46. Darı kokusu ( kaynamıs mısır diye bilinir genelde hıhh): Yaramaz kucuk Fishy evi yıkıp gecer, muhtelif esyaları ya da birinin kafasını kırar akabinde azarı isitir.. Ozru kabahatinden buyuk Fishycik zeytinyagı gbi uste cıkar, demogojinin dibine vurur... Hem ortalıgı yıkması yanına kar kalır hem de yufka yurekli dededen bir park gezintisi ve darı koparır...Haftada en az 3 kere falan olurdu bu....Cok guzeldi cokkk

  47. Pucuk kokusu: Bunun tarifi yok, acıklaması da yok... O koku sadece var :$

  48. Yagmur sonrası toprak-cimen kokusu: Bayılırım ama hüzünlenmelisin Fishy mesajı verir bana...

  49. Ekmek kokusu: Ailem yurtdısındayken babaannem ve dedemle yasadıgım yıllar... Her sabah ve aksam masaya mutlaka fırından yeni alınan taze ekmek konurdu cunku dedecimcim usenmez gider alırdı fırından....

  50. Bengal kokusu: Basketbol sampiyonasında gonullu oldugum sene... Ömrü çürüyen Fishy :(

Son olarak da, sertalp bilal i mimliyorum... Hadi bakalım kolay gelsin efenimmm :))

görsel kaynak





4 Kasım 2009 Çarşamba

Akvaryumun Köşesine Saklanan Balık....


efendiiim bol yagmurlu camurlu vıcık vıcık bir Ankaradan muzdarip, zavallı Fishy cikten herkese selamlar sevgilerr...


trt de eglence programı sunacakmıs gibi yaptıgım bu guzide acılısın akabinde normalime geri donecek olursam;


blogumu ihmal etmiş olmaktan inanılmaz huzursuzluk duyuyorum.. itiraf ediyorum utanılacak olsa da bloguma giris sifremi kaybettim :$ ustelik sifre sıfırlamak da aklıma gelmedi.. yaklasık bir hafta bu yuzden bloga bakamadım.. sevgili nina son derece kibar bi bicimde bana hatırlatana kadar:) bloguma ulasamadım... sifre sorunumu basitce bi bicimde cozdukten sonra, her gun yaptıgım gibi blogu kontrol ettim, takip ettigim yazarları okudum, yorumlar bıraktım ama kendi bloguma birsey yazmadım daha dogrusu yazamadım... nedenini bilemiyorum oysa o kadar cok sey biriktirmiştim ki sunu yazmalıyım bunu da yazsam super olur diyerek...ama hicbirini paylasamadım malesef...


zaman zaman boyle kıyıya cekilip hayata yukarıdan bakma ihtiyacı hissediyorum belki de.. beni fazlasıyla olumsuz etkiliyor cunku hala aktif olarak okul hayatında bulunmak durumundayım.. okulum ve bolumum nedeniyle biraz ara vermek gibi bir luksum de yok.. boyle durumlarda birisi beni elimden tutup geri getirsin diye bekliyorum belki bilemiyorum...tek bildigim ise; kendi kendime halletmem gerektigi, ne de olsa sen kendine yardım etmeye calısmazsan kimse sana yardım etmeye calısmaz.. (boyle bi soz var degil mi ben uydurmus olamam su anda :))

blogumu bu kısa sureli terkedisim de bu sendromdan...affınıza sıgınıyorum :(

bugun benim icin oldukca onemli birisi bana senin blogunu sık kullanılanlarıma eklemiştim ama neden yazmıoyosun diye sordu.. 3 haftadır yazamıyorum dedikten sonra bana tam olarak kac gundur yazmadıgımı net sayısıyla soyledi... inanamadım sok oldum ve saka bir yana cok sevindim... sayıları az bile olsa izleyicilerimin, yorumlarımın, zaman zaman ciddi zaman zaman zir zop yazılarımın okundugunu bilmenin beni mutlu ettigini her zaman soylerdim, bugun kendi kendime hat safhada kanıtlamıs oldum...

devam eden sessiz sedasız ruhaline bu olayın akabinde bi nester vurmus bulunmaktayım:) Farkında bile olmadan bana yardım eden cok cici B ye onayak oldugu icin cok tesekkur ederim...

blog benden kurtulamadın :) yine beraberiz...

burda benimle bir seyler paylasan herkese ayrı ayr tesekkur ediyorum ayrıca ;))

imza : duygu yogunlugu yasayan balık